Bayburtlu Seçilecek Olan Belediye Başkanından Neler Bekliyor?

Yerel yönetim seçimlerine üç ay gibi bir süre olmasına rağmen şimdiden Bayburt’u seçim heyecanı sarmaya başladı.

Cumhur ittifakı yapan AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden açıklanan isimler, MHP’den eski belediye başkanı Hükmü Pekmezci, AK Parti’den ise il başkanlığı görevini aday olduktan sonra bırakan Fatih Yumak’ın aday olması, Bayburt’ta son yılların en heyecanlı yerel seçiminin yaşanacağı sinyalini şimdiden vermeye başladı. Çünkü önceki seçimlere bakıldığında en çok oy alan iki partiden ve üç dönemdir belediyeyi kazanan bir siyasi partiden bahsediyoruz. Diğer tarafta Millet ittifakı yapan siyasi partiler ise büyük bir ihtimalle kendi adaylarıyla seçim maratonu içerisinde iddialı olmaya çalışacaklar. 

Belediye Başkan adaylarının isimleri üzerinden bir değerlendirme yapmadan, Bayburt’ta yaşayanların 31 Mart seçimleri sonrası seçilecek olan belediye başkanından hangi hizmetleri beklediğini ve bunların neler olabileceğini sıralamaya ve katkı sunmaya çalışacağız.

Yerel yönetimler sayesinde bu güne kadar Bayburt’ta ne tür hizmetlerin yapıldığını şehirde yaşayanlar zaten yakinen bilmekteler. Bunları sıralamak yerine bundan böyle ileriye dönük nelerin yapılacağı Bayburt açısından büyük önem arz ediyor.

Kaldırım, yol, alt yapı gibi hizmetler zaten bir belediyelerin yapması gereken işlerdir. Bunların büyük bir bölümü ise zaten yapılmış durumdadır. Küçük bir şehir olmakla adlandırılan Bayburt, her ne hikmet ise büyük düşünemez ve büyük hayaller kuramaz bir yapıya bürünmüştür. Bu gidişat ise şehirleşme yerine “hormonlu köy” misali büyümenin yolunu seçer hale gelmiştir. Bu nedenle belediyeler projeleriyle birlikte beldelerine yaşamsal gelişimin kapılarını açan en önemli icraat kurumları olmuştur.

İlin kalkınmasına katkı sunacak ve yapılan yanlışları bir taraftan eleştirirken diğer taraftan ise yol gösterecek olan STK’lar ve yerel basın, maalesef etkilerini yitirmiş ve bir şekilde  ayakta durmaya çalışıyorlar. Unutulmamalıdır ki, basının ve sivil toplum örgütlerinin etkili olmadığı hiçbir beldede gelişim sağlanamamıştır.

Bayburt’ta yaşayan bir çok insan, hayal ettiği şehri dışa vurmuş olsa da bunların hayata geçmediğini görünce, yüreğine Bayburt sevgisini yerleştirip göç kervanına katılıp şehri terk etmek zorunda kalmışlardır.

Yukarıda vurgulamaya çalıştığımız kısa bir girişle Bayburt’u tanımlamaya çalıştık. Bu nedenle yaklaşık 3 ay sonra yapılacak olan yerel seçimler sonrası belediye başkanlığı koltuğuna oturacak ismin 5 yılda hayata geçirmesi gereken neler olabilir önerilerini sıralamaya çalışacağız.

Öncelikle 5 yılda 5 ana projenin hayata geçirilmesi gerektiğine inanarak şu şekilde ifade edebiliriz:

“Kentsel Dönüşümle değişebilmek”

Virane görüntüleriyle ön plana çıkan ve bir şehre yakışmayan görüntülere sahip bir çok mahallede “Kentsel Dönüşüm” acilen projelendirilip hayata geçirilmelidir.

Kentsel Dönüşüm hayata geçirilemediği için son yıllarda şehir giriş ve çıkış bölgelerinde süratle çoğalan yeni konutlar, şehir merkezinden uzaklaşmaya çalışan aileler tarafından doldurulunca ister istemez şehir merkezindeki bir çok eski bina kaderine terk edilmiş oluyor. Şehrin görüntüsünü görsel ve yaşamsal olarak olumsuz etkileyen mahallelerin ise bazı sokak aralarına temizlik araçları veya bir yangın çıkması sonucunda itfaiye araçlarının girebilmesi mümkün değil. Bazı mahallelere olumsuz ulaşım şartları nedeniyle dolmuşlar hizmet veremiyor. Bu nedenle mega projelerden ilkinin bazı mahallelerden başlatılacak olan kentsel dönüşümler olmalıdır.

“Öğrencilere yurt, öğretmenlere apart imkanı”

Belediyenin sosyal projelerden birisi olarak yapması gereken en önemli icraatlardan biri ise, il merkezinde üniversite öğrencilerine yurt, öğretmenlere ise apart imkanı sunacak mekanlar oluşturmalıdır. 

Bu icraatın veya bu projenin ismine “Eğitime açılan kapı” yada farklı bir isim konulabilir. Neden eğitim diye biraz düşünüp Bayburt gerçekleriyle yan yana getirdiğinizde realiteyi net olarak görebiliyorsunuz. Yani Bayburt’un bir sanayi ve tarım şehri olamayacağını kabul etmek ve içimize sindirmemiz gerekiyor. Çokta detayına girmeden şunun altını çizmek gerekir…  Yıllardır teşviklerle desteklenen Bayburt çiftçisi artık köyünde durmuyor ve gençler başta olmak üzere şehir merkezine veya başka illere göç ediyorlar.

Bu gerçeklerden yola çıkarak, Bayburt nasıl bir şehir olabilir cevabını arayacak olursak hiç tartışmadan ilk olarak “Bayburt iyi bir üniversite şehri olur” diyebilmek gerekir. Bu nedenle üniversite ve bunların olmasa olmazı öğrencilerine değer vermek onların sorunlarını asgariye indirmek her bir Bayburtlunun yanı sıra belediyenin vazgeçilmez görevi olmalıdır.

Belediye bu hizmeti vermek adına şehir merkezinde öğrencileri Milli Eğitim Kampusüne aktarılarak boşaltılan bazı okullar değerlendirilebilir. Bu okullar üniversite öğrenci yurtlarına dönüştürülmesi açısından önemli bir fırsattır. Buralar başta olmak üzere, mevcut belediye binası da düşünülmek kaydı ile öğrenci yurtlarına ve öğretmen aparatlarına dönüştürülebilirler. Ayrıca belediye üniversite öğrencilerine toplu ulaşımda hatırı sayılır indirimler uygulamalıdır.

“Tarihi Kalesi, kapılarını turizme açmalı”

81 milyonluk Türkiye’de sadece Bayburt’a has bir yapı olan ve şehri kucaklarcasına ona sahip bir görüntü yansıtan ama turizme bir türlü kapılarını açamamış olan Bayburt Kalesi, makus talihinden kurtarılıp bir an önce “Turizme Kapılarını Açan Kale” haline getirilmelidir. 

Şehrin kurtuluş reçetesinin birinci sırasında yer aldığına inandığımız Bayburt Üniversitesinden sonra, ikinci sırayı Turizm almaktadır. Asırların sırrını içerisinde gizleyen ve bir türlü gün yüzüne çıkarılamayan tarihi yapısıyla ve sabah güneşinin doğmasıyla birlikte şehre yansıttığı ışıklarıyla bilinen çinileri yok olmuş Bayburt Kalesi, mutlaka belediyesinin himayesine alınarak tarihi dokunun korunmasıyla birlikte yapılacak olan projelerle kapılarını yerli ve ulusal manada turizme açmalıdır.

Böyle devasa bir yapısı ve tarihi geçmişiyle şehri kucaklayan bir kalenin, Karadeniz sahilinde veya Ege bölgesinin her hangi bir şehrinde değil, ilçesinde dahi bulunuyor olsaydı, kesinlikle yıllardır turizmin hizmetine sunulmuş bir mekan olurdu. Bilinmelidir ki turizmin geliştiği yöreler göç veren değil göç alan bir özelliğe de sahiptirler.

 “Üretim Sektörleri oluşturulmalı”

Bayburt’ta işsizlik konusuna destek olmak adına belediye kooperatifler kurarak üretime katkı sağlamalı ve işsizlere ekmek kapısı açmak adına “Elimizden Yöremizden” gibi benzer isimlerle üretim sektörleri oluşturulmalıdır.

Bu konu basit görünen ancak kısa sürede il genelinde hızla büyüyecek bir proje olmalıdır. Kadınların el emeği göz nuru ile üretecekleri ürünler,

Gençlerin mesleklerine yönelik atölyeler,

Organik tohum üretimi,

Bayburt lahanasının Türkiye’nin en iyi ve en kaliteli ayrıca uzun ömürlü turşusu olduğunu kanıtlayan üretimler,

Şehrin meşhur kurs peyniri ve küflü lorunun önce marketlere sonra ise sofralara taşınması,

Bayburt’un tarihini yansıtan biblo üretimleri gibi çok sayıda ve farklı üretimler yapılarak önce çevre iller sonra da ülke geneline satışı sağlanarak işi olmayan insanlara ekmek kapısı oluşturulmalıdır.

Yani ham maddesi kendi ilinde olan ve iklim şartlarına uygun her türlü yöresel ürünlerin üretimi yapılmalıdır.

“Şehit Osman Dağına farklı gözle bakabilmek”

Bayburt’a Erzurum ve Trabzon güzergahından karayolu ile girildiğinde göze çarpan ilk yer Şehit Osman Dağı’nın devasa görüntüsüdür. Ama ne yazık ki bu görüntünün uzun yıllardır çıplak bir dağ ve etrafında oluşturulmaya çalışılan konutların girdabından bir türlü kurtarılıp yeşil bir tabaka görüntüsüne kavuşturulamamıştır. Şehit Osman Dağının mevcut haline ek yeni bina projeleri yapılmasına müsaade edilmeden “Şehir Orman Dağı” projesiyle yeşillendirilmelidir. Bunu yaparken benzer projelere imza atmış referansı iyi olan mühendislerden yararlanmak gerekir. Trabzon’un Boztepesi nasıl bir mesire haline getirilmiş ise Bayburt’un her yerine hakim bir tepe olan Şehit Osman Dağı, neden benzer bir görüntüye kavuşturulmasın?. İsmi tabiî ki değişmeyecek ve Şehit Osman Dağı olarak kalacaktır. Amaç bir isimle yola çıkıp projeyi başarıya ulaştırmaktır.

Tarihe geçmek isteyen belediye başkanları yol ve kaldırım yapmak ile anılmazlar. Unutulmayan başkanlar ise olmaz denenleri başaranlar, şehirlerini yeşil ile bezeyenlerdir. 1993-2000 yılları arası Bayburt Valisi olarak görev yapmış ve 2018 yılında rahmetli olmuş Ali Haydar Önal’ın aslan dağı projesi önemli bir örnek olmalıdır.

Yukarıda izah etmeye çalıştığımız 5 ayrı proje, Bayburt’un dönüşümüne ve gelişimine katkı sağlayacak projelerden bir kaçıdır. 

Bayburt’ta yaşayanlar nasıl bir hizmet bekliyor?

Bayburt’ta yaşayanlar yerel yönetimden nasıl bir hizmet anlayışı bekliyor. Bunları eksiğiyle ve fazlasıyla kısa başlıklar halinde şu şekilde sıralayabiliriz:

– Öncelikle şehir şebeke suyunun yüksek kireç oranından kurtarılıp herkesin rahatlıkla endişe duymadan içebileceği ve kullanabileceği bir şehir şebeke suyu haline kavuşmasını istiyor. (Şebeke suyundaki kireç oranı arıtma sistemiyle çözüme kavuşturulabilir)

– Şehir içme suyunda uygulanan iki farklı fiyat uygulamasının kısa sürede çözüme kavuşturulmasını bekliyor.

– Her mahalleye ulaşabilen dolmuş ağı sisteminin çözüme ulaştırılmasını istiyor.

– Belediyenin bir an önce “Beyaz Masa” uygulamasını hayata geçirmesini bekliyor. (Vatandaş belediye hizmetleri konusunda günlük sorunlarını bu masaya ileterek kısa sürede çözüm bulunmasının yolunu açacak muhataplarını bu birimde bulacaktır)

– Belediye başkanını sık aralıklarla halkın içerisinde görmek ve kendisinden biri olduğunu ispatlamasını ve bu anlayışla hizmet vermesini istiyor. (Halkıyla bütünleşen ve onlara verdiği sözü yerine getiren bir başkan istiyor)

– Yılın 12 ayında hizmet verebilecek kapalı halk pazarına kavuşmayı bekliyor.

– Çevre temizliği konusunda çevre duyarlılığı ön plana çıkan bir belediye anlayışının hakim olmasını istiyor.

– Tarafsız ve partizan anlayışından uzak, adaletli bir yönetim anlayışıyla liyakat sahibi olanları hizmet ederken görmek istiyor. 

– Şehrin ihtiyacı haline gelen ama pekte gündeme getirilmeyen ve halkın yoğunlukla kullandığı bazı caddelerde tuvalet yapılmasını istiyor.

– Mahalle mezarlıklarının projelendirilerek ağaçlandırılmasını, temizliğiyle ön plana çıkarılmasını ve şehre yakışır  haline dönüştürülmesini bekliyor.

– Çoruh Nehri’nde devam eden ıslah projesinin bir an önce tamamlanmasını istiyor.

Bayburtlu nasıl bir belediye başkanı istiyor?

Toplumun bütün kesimini kucaklamalı.

Vatandaşa “Bizim Başkanımız” duygusunu verebilmeli.

Önemli projeleri hayata geçirmeden önce halkın onayını almalı.

Ön yargılı olmayan ve halkın fikirlerine önem veren bir anlayışta olmalı.

Proje belediyesi, anlayışını ön planda tutmalı.

Gençlere yönelik projeleri olmalı.

STK’larla sağlıklı ve sıkı ilişki kurabilmeli.

Protokollerde yer alan değil, yapılacak olan hizmetleri kovalayan bir görüntü sergilemeli.

Şehri tek başına yöneten değil, şehir yönetimini koordine eden bir belediye başkanı olmalı.

Sonuç olarak:

Bayburt’ta yaşayanların yerel yönetimden beklediği bazı hizmetleri ve nasıl bir belediye başkanı görmek istediklerini sıralamaya çalıştık. Bunları sıralarken tabiî ki eksikler ve farklı düşünceler mutlaka olacaktır. Ancak bunların her birisinin gerçekleşmesini fazlasıyla hak eden bir şehir olan Bayburt’u, seçilecek olan belediye başkanına önerilerinizle katkı sunmak isterseniz düşüncelerinizi bize aktarabilirsiniz.

Bayburt Medya