Dolar 32,5463
Euro 34,8430
Altın 2.435,06
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bayburt 27°C
Az Bulutlu
Bayburt
27°C
Az Bulutlu
Per 24°C
Cum 23°C
Cts 24°C
Paz 23°C

Toprağı korursan yaşamı da biyolojik çeşitliliği de korursun

Toprağı korursan yaşamı da  biyolojik çeşitliliği de korursun
12 Kasım 2021 13:52
A+
A-

Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon kaynaklı toprak bozulumunun biyolojik çeşitliliğe olan etkisine dikkat çekiyor. Vakıf, hafta boyunca tüm Türkiye’de toprak ve biyolojik çeşitlilik temalı eğitim ve etkinlikler düzenleyecek. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, sunduğu birçok ekosistem hizmetinin yanında, toprağın biyolojik çeşitliliğin dörtte birine ev sahipliği yaptığını belirterek, erozyona karşı toprağı koruyan uygulamaların önemini vurguladı.

Bu yıl 15 – 21 Kasım tarihleri arasında kutlanan Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, erozyon ile biyolojik çeşitlilik arasındaki olumsuz etkileşimin altını çiziyor.

Erozyonun, toprak bozulumunun en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bunun da biyolojik çeşitliliğin kaybında önemli bir etkisi olduğunu ifade etti. Ataç, “Erozyon kaynaklı toprak bozulumu, arazi tahribatı, iklim değişikliği, doğal varlıklardan aşırı yararlanma, işgalci türler ve kirlilik gibi sorunlar, biyolojik çeşitlilik kaybının ana nedenleri arasında sıralanabilir. Toprak bozulumunun en yaygın ve en büyük sebeplerinden biri de erozyondur. Bugün iklim değişikliğiyle artan sağanak yağışlar, yaşadığımız sel gibi felaketlerle birlikte erozyonun şiddetini de artırıyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor. Türkiye’de ise yılda 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor” dedi.

Toprak, biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan bir doğal varlıktır

Toprağın, milyonlarca canlı varlığın yaşadığı ve etkileşim içinde bulunduğu bir ekosistem olduğuna dikkat çeken Ataç, “Toprakta sadece çok sayıda canlı bulunmakla kalmaz, aynı zamanda bu canlılar çok fazla çeşitlilik de gösterir. Toprak biyolojik çeşitliliğini oluşturan bu organizmalar yaşam döngülerini, toprak içinde ya da toprak yüzeyindeki üst toprak katmanında geçirirler. Ne yazık ki erozyon, toprak biyolojik çeşitliliğine ev sahipliği yapan, organik madde açısından toprağın en değerli kısmı olan üst toprağın taşınmasına ve kaybına sebep oluyor. Kısacası toprak çeşitliliğini, üretkenliğini kaybediyor ve geleceğin gıda güvenliği riskini artırıyor” diyerek, tarımsal ürünlerde erozyon kaynaklı üretim kaybının %50’lere ulaşabildiğini belirtti.

Ataç, “Ormansızlaşma, meralarda aşırı otlatma ve toprak koruma tedbirleri alınmaksızın yapılan tarım uygulamaları erozyonun en temel sebeplerini oluşturuyor. Arazi tahribatına neden olan bu faaliyetlerin iklim değişikliğinde de önemli rolü bulunuyor. Atmosferdeki karbon birikiminin %23’ü arazi tahribatından kaynaklanıyor. Buna karşılık iklim değişikliği ile mücadelede, toprak karbon stoğunun korunması ve artırılması en etkili yollardan birini oluşturuyor. Bu anlamda tahrip olmuş orman ekosistemlerinin restorasyonu, mera ıslah çalışmaları ve toprak dostu sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması, erozyonla mücadele kadar doğrudan gıda güvenliğinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele için de büyük önem taşıyor” dedi.

 

ETİKETLER: , ,
YORUMLAR

  1. Bayburtlu dedi ki:

    Tarım il müdürlüğü ne ille meşgul. Toprağın korunması öncelikle tarım müdürlüklerinin sorumluluğunda olmalı. Bunda da toprağın temizliği öncelikli olmalı. Burada Belediye ve Çevre Müdürlüğü de işin içerisine girmeli. Tabii ki. Valilik çevre temizliği ve toprağın korunmasında toplumu bilinçlendirnesi ve tedbirler alması gerekir. Şu kurucakol yolundan gidin de çoruh kenarları ve kır alanlarına bir bakın böyle çevre mi olur pislikten çöpten geçilmiyor. Gidenler pis de e siz de bir tedbir alın , çevre temizliği seferberlipi yapın. Yahu Allah aşkına birşeyle uğraşın bir iş görün.