Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bayburt 19°C
Hafif Yağmurlu
Bayburt
19°C
Hafif Yağmurlu
Paz 19°C
Pts 19°C
Sal 23°C
Çar 25°C

Sinan Küfeoğlu’ndan Yine Ses Getirecek Açıklamalar

Sinan Küfeoğlu’ndan Yine Ses Getirecek Açıklamalar
26 Aralık 2018 23:42 | Son Güncellenme: 17 Mart 2019 01:28
A+
A-

Türkiye’ye davet üzerine gelerek 6 üniversitede seminer verdikten sonra memleketi Bayburt’ta ailesini ziyarete gelen, Cambridge Üniversitesi Akademisyeni Dr. Sinan Küfeoğlu, yine kamuoyunda ses getirecek açıklamalar yaptı.

2017 yılının Temmuz ayında Bayburt ziyaretinde kendisiyle Bayburt Medya olarak röportaj yaptığımız Sinan Küfeoğlu, Türkiye’nin enerji sektöründe yaşadığı sorunların nedenlerini ve yapılması gerekenler konusunda çarpıcı açıklamalar yaparak gündeme gelmiş ve sonrasında sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından izlenen bir akademisyen olma özelliğine sahip olmuştu.

Aradan geçen yaklaşık bir buçuk yıl sonra tekrar Bayburt’a gelen ve kendisiyle röportaj yaptığımız Sinan Küfeoğlu, yine ses getirecek açıklamalar yaptı. Aralık ayı içerisinde İstanbul’a gelerek 6 üniversitede seminer verdiğini söyleyen Küfeoğlu, “ 7 yıl Finlandiya’da hem okudum hem çalıştım. Son bir buçuk yıldan beride İngiltere’de görev yapıyorum. Dürüstçe söylemek gerekirse 7 yılda kazandığım tecrübenin, en az beş katını İngiltere’de kazandım. Çünkü İngiltere’de çalışma ortamı çok farklı.”dedi.  

Önceki röportajında devlet görevlilerinden yurt dışındaki toplantılara katılmak için gidenler yeterince İngilizce bilmedikleri için şehri gezip döndüklerini ifade ettiğini belirten Küfeoğlu, “ Bununla ilgili aldığım geri bildirimde, Berat bey enerji bakanıyken yurt dışı gezilerini yasaklamış. Bu nedenle bazı memurlar bana kızıp küfür ediyorlarmış. Yani yurt dışına gidemeyenler bana sövüyorlarmış. Bana sövmek yerine önce İngilizce öğrensinler. Ama bana göre en azından ülke adına tasarruf olmuş ” şeklinde konuştu.   

“Hiçbir yerde ihale kelimesi duymadım”

Türkiye’de her işin ihale usulü ile yapıldığını söyleyen Küfeoğlu, “ Örneğin Türkiye’de rüzgar veya güneş enerjisi konusunda bir yatırım yapılacak olsa, hemen ihale sistemi devreye giriyor. Ben bu ihale kültürünü pek anlayamıyorum. Sanırım bu durum Türkiye’ye özgü bir durum. Yıllarca Finlandiya’da çalıştım, şimdi İngiltere’de çalışıyorum bir kere bile ihale kelimesini duymadım. Onların işi plan yapmak. Bizde ise birisi çıkıp dünyanın en büyük rüzgar santralinin ihalesini yaptık diyor. Acaba bizim böyle bir santrale ihtiyacımız var mı? sorusunu soran yok. Onu sorabilmek için öncelikle  planlamasını yapması lazım. Onun planlamasını yapacak memurlar da bakanlıkta çalışmıyor.” İfadelerini kullandı.  

“Akademisyenlik benim hayatım için bir hobidir”

Kendi ofisinde günde en fazla 30 dakika çalıştığını, buna rağmen çalıştığı kurumun en üretkenlerinden birisinin kendisi olduğunu vurgulayan Dr. Sinan Küfeoğlu, “ Geçtiğimiz yıl çok zor geçmesine rağmen 10 tane makale yazdım. Bu makaleleri çaldın mı? diye soranlar dahi oldu. Tabiî ki çalıntı değil, ben yaptığım işi çok seviyorum. Birisi bana mesleğimi sorduğunda, ben elektrik mühendisi olduğumu çok söylüyorum. Akademisyenlik ise benim hayatımın bir hobisidir. Kahve içerken, uyumaya çalışırken yani sürekli neler yapabiliriz diye düşünürüm. Yani 24 saat fikirlerle uğraşıyorum. Öylede olunca bu fikirleri dışa vurmak için yarım saat bana yetiyor. Bu nedenle maalesef sosyal hayata ayıracak zamanım pek olmuyor. Çünkü haftanın yedi günü çalışıyorum” dedi.

“Öğrencilerin çoğu Türkiye’den gitme psikolojisi yaşıyor”

Davet üzerine İstanbul’a gelerek beş gün kaldığını ve Bahçeşehir Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Türk-Alman Üniversitesi, Beykent Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi olmak üzere 6 üniversitede seminerler verdiğini söyleyen Küfeoğlu, “ Bu seminerlerde öğrencilerle birebir sohbet etme fırsatım oldu. Bizim öğrencilerimizde müthiş bir azim var ama garip bir şekilde ne yapacaklarını pek bilmeyen başı boş tavuk gibiler. Yani yönlendirilmeye ihtiyaçları var. Ama yetişme kültüründen olsa gerek, istediği şeyin hazır bir şekilde önüne konmasını bekliyor. Böyle olmalarına rağmen Avrupalı öğrencilerde olmayan bir iştaha sahipler. Ayrıca bir an önce Türkiye’den kurtulma psikolojisini de yaşıyorlar. Yani öğrencilerimizin bu anormal potansiyellerini aktife çevirmek gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de her yıl üniversite sınavlarında ilk 10 bine giren öğrenciler baktığınızda bunların tamamına yakınının hayalinde yurt dışına gitmek olduğunu görürsünüz. İnsanların büyük bir bölümünde mutsuzluk olduğu gibi öğrencilerde de geleceğe dair hem mutsuzluk hem de umutsuzluk var. Türkiye ile olan psikolojik bağlarını koparmış gibi görünüyorlar. Öylede olunca Avrupa’ya yönelik bir kaçış başlıyor” diye konuştu.

“Avrupa’da bir bakana ulaşmak Bayburt’ta Belediye Başkanına ulaşmaktan daha kolay”

Türkiye’de 3 tane öğrencinin aklına mükemmel bir fikir gelse ve bunlar bir şirket kurup katma değer oluşturacak olsalar ne yapmaları gerekir sorusunun soran ve cevabını da veren Küfeoğlu şöyle konuştu:

“ Bu öğrenciler, birincisi devlet kurumları ikincisi ise kurumsal ve özel şirketler ile irtibata geçecekler diğer taraftan ise akademik destek alacaklardır. Doğrusunu söylemek gerekirse akademisyenler kendilerini bu konularda pek yormak istemiyorlar. Özel sektör ise Türkiye’de çok muhafazakar. Dışarı ile pek irtibata girmek istemiyor her şeyi kendi içlerinde halletmeye çalışıyorlar. Böyle olunca özel sektörden de destek gelmiyor. Mevzuat desteği için devlet kurumuna gitmesi gerekiyor. Bunu da yapması için aracı bulmaları gerekiyor. Aracıyı da bulamayınca umutları tükenmiş oluyor. Bu nedenle benim gibi garibanlar aracının olmadığı yerlere gitmek mecburiyetinde kalıyorlar. Avrupa Birliğinin veya İngiltere’nin enerji bakanıyla görüşmek Bayburt Belediye Başkanıyla görüşmekten daha kolay. Çünkü onlarla görüşmek için aracıya gerek yok. Eğer işinizde iyiyseniz mutlaka bir yerlerde karşılaşıp görüşürsünüz. Bizde ise aracı olmadan görüşemiyorsunuz. Bu durum tamamen bir şark kültürü ve kolaycılık haline dönüşmüş. Birde Türkiye’de işinizi iyi yapmanız gerekmiyor. Eğer bir tanıdığınız varsa, o sizi istediğiniz yere sokabiliyor. Öylede olunca gençler illallah demiş bir halde kaçıp kurtulmanın derdindeler. Yada düzenin bir parçası olup ayakta kalacaklar.

Türkiye’nin en değerli insanları yurt dışına kaçıyor. Buda içerdeki seviyenin düşmesine neden oluyor. O insanları burada tutmanın tek yolu ise liyakat ve hukukun üstünlüğüdür. Buda olmayınca insanlar burada durmak istemiyorlar. Ama unutmamak gerekir ki Avrupa da ırkçılık var yani bizi sevmiyorlar. Onlara göre Türk demek Müslüman demek, Müslüman demek terörist demek şuan ki algıları bu. Yani Avrupa ya gitmeyi düşünenler ırkçılığa hazır olsunlar. Dikensiz gül bahçesi değildir.”dedi.

“Türkiye’de öğrenciler sadece ezberleme sistemiyle eğitiliyor”

İnsanların kabul edipte söyleyemediği en önemli konulardan birisi ise ülkemizdeki Milli Eğitimin kötüye gittiğidir diyen Küfeoğlu, “ 90’lı yıllardaki sistem biraz daha iyiydi. Vasat öğrenci meslek okuluna, bir üstü düz liseye, onun bir üstü anadolu lisesine, en üstü ise fen lisesine gidiyordu. Yapmamız gerekenler meslek lisesi sayılarını artırmaktı. Bizler ise yanlış işler yaparak önce fen lisesi sayılarını artırdık. Bu sayıyı artırdıkça seviyeyi de düşürmüş oldu. Anadolu liseleri kapanmaya ve imam hatip liselerinin ise sayıları artmaya başladı. Yani yapılmaması gereken her şey yapıldı. Biz fen lisesinde okurken yaptığımız deneyler sonrasında raporlar yazıp hazırlardık. Şimdi rapor yazma yerine soru çözme saati getirmişler. Buda öğrenciyi iyice ezbere alıştırıyor, sınava girmek ve sınavdan sonra unutması anlamına gelir. Eğitimdeki makine aynen böyle işliyor ve potansiyeli boşa harcamış oluyorsunuz. Ben şahsen eğitimci olarak üniversitede ders veriyorum ama sınav yapmıyorum. Onun yerine öğrencilerime araştırma ödevi veriyor, verdiğim ödevlerden rapor yazdırıyor yani konferans bildirisi hazırlatıp sunum yaptırıyorum. Çünkü işe gireceği zaman ondan iki şey istenecek, bildikleri konusunda sunum yapması veya yazılı olarak rapor vermesi istenecek. Bu ikisini öğrenciye alıştırmak daha yararlıdır.”şeklinde konuştu.

Avrupa’da bir elektrik teknisyeni veya tamircisinin elektrik mühendisinden daha fazla para kandığını vurgulayan Dr. Sinan Küfeoğlu, “ Oralarda devlet meslek sahibi olanlara büyük önem veriyor. İnsanlarda meslek okullarına tercihen gidiyorlar. Oralarda mesleğin varsa rahatlıkla yaşayabiliyorsun. Bizde ise insanlar memur olmayı bir kurtuluş olarak görüyor. Böylede gidecek olursa yakında terzi, saç ustası, aşçı gibi birçok meslek sahiplerini bulamayacağız.  Ama mühendis çok sayıda var. Her yere üniversite açtık. Her üniversitede çok sayıda bölüm var ancak buralardan gençler mezun olunca ne yapacak diye soran yok. Çünkü planlama yok, planlamayı yapacakta insan yok, diye konuşmasını devam ettiren Cambridge Üniversitesi Akademisyeni Dr. Sinan Küfeoğlu,Türkiye’nin enerji ihtiyacı konuları ve öğrencilere yönelik önerilerinin yer aldığı röportajın tamamını görüntülerde izleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=xPFDU_dwUcQ

 

 

YORUMLAR

  1. AHMET dedi ki:

    Köyden,kentten bütün gençlik mesleki vasfı olmayan liselere oradan üniversitelere yönlendiriliyor,yani üretim yerine üniversite….Tüm mesleklerde (tıp hariç)fazlalık oluşmaya ve gittikçe artmaya başladı…İŞSİZLİĞİN EN ZORU ÜNİVERSİTEYİ BİTİRİP BELLİ YAŞA GELDİKTEN SONRA OLANIDIR….
    İş garantisi olmayan Üniversitede sınıfın yarısı bir memurluk verilse hemen üniversiteyi bırakacağını beyan ediyor….Resmi rakamlara bakın önemli mesleklere sahip insanlardan kaç kişi yurt dışına gidiyor…Resmi rakamlara bak ….

  2. musa dedi ki:

    Helal

  3. Akademisyen dedi ki:

    SAYIN KÜFEOĞLU ÇALIŞMALARINIZDAN ÖTÜRÜ TEBRİK EDER BAŞARILARINIZIN DEVAMINI DİLERİM. BÖYLE GENÇ DEĞERLİ BİLİM İNSANLARININ YETİŞMİŞ OLMASI ZİYADESİYLE BİZLERİ ONURE ETMEKTEDİR. FAKAT ÇOK ÜZÜLDÜĞÜM BİR DURUMU AÇIKLAMAK ZORUNDA HİSSEDİYORUM, SİZE MAİL VE SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA ULAŞMAYA ÇALIŞTIK MESAJLAR GÖNDERDİK 1 YILI AŞKIN SÜREDİR HİÇ BİRİNE CEVAP VERMEDİNİZ ŞİMDİ RANDEVU ALAMAMAKTAN, GEREKLİ DEĞERİ GÖRMEDİĞİNİZDEN BİR NEVİ SAHİPSİZLİKTEN BAHSETMEKTESİNİZ. NE KADAR ÖRTÜŞÜYOR ? BİRAZ TEVAZU LÜTFEN…

  4. Remzi dedi ki:

    Hadi bakim.
    Yusuf bey, önce sana bi çift laf edeyim. Az bi sus artık. Naif ifadelerle, ‘tevazulu’ sözcüklerle sabote etme. Bunu yapanların göbekleri aldı başını gidiyor. Vazgeç. Demogojiye girer senin yaptığın yapma. Marval okumaktan vazgeç.
    Hocaya gelince, yine lafı gediğine koymuş.
    At üstünde göbeğiyle hayvana eziyet ederek poz veren, tevazudan samimiyetten, göbeğine rağmen en sonunda toplumun değer yargılarını kemirmeye başlayan zihniyetin aday gösterildiği bir topluluktan sıyrılmış biri olan Sinan bey, umarım Allah ile olur, Allah ile kalırsınız, Yolunuz bahtınız açık olsun. Ufuk ve ümit oldunuz. Bayburt medya alkışı haketti. İlk videoda çok içerlemiştim kaldırıldı diye ama bu röportajda gerçeklerin, hakikatin anlaşılmış olması takdire şayan. Teşekkürler Bayburt Medya. Teşekkürler Zahitli Sinan.

  5. bayburt dedi ki:

    Samimi , içten , açık sözlü ve gerçekleri konuşmasından dolayı Sinan kardeşime . Bu güzel haberden dolayıda Ümit beye teşekkür ediyorum.
    Vatanını sevmek güzel olan işleri gördüğü kadar eksik olan ve yanlış yapılanları da söylemek ile oluyor.

  6. ibrahim dedi ki:

    ayrıca Yusuf beyin söylediklerine muhalif olacağınıza bir düşünün hemşerimiz her iki ropörtajı ndada neden ülkesini eleştirir buyur düzeltme için çareler ara geçen ropörtajında randevu istedim bakanlıktan verilmedi demişti halbuki hiç bir öyle talep olmamış bakanlığa maalesef hemşerimizin niyetini anlamış değilim farklı olmak istiyorsa yapacağı hizmetle olmalı bence

  7. ibrahim dedi ki:

    Bu hemşerimizin ilk röportajından sonra enerji bakanlığı ve bimer cimer gibi yerlere böyle arkadaşları değerlendirmemiz gerektiği yönünde yazılar yazdım ama bakamlıktan ve diğer yerlerden gelen yazılar maalesef bu arkadaşımızın doğru bilgi vermediği yönünde olmuştu çok üzülmüştüm mesele enerji alanında türkiye den sempozyumlara kimsenin katılmadığını söylemişti maalesef buda yalanmış bu hemşerimiz ne amaçla bunu yaptı hala anlayamadım…

  8. umut dedi ki:

    Sayin Sinan KÜFEOĞLU’nun elestirileri bizleri rahatsiz ediyor. Bu cok normaldir. Ayna bizi rahatsiz eder cunku bize eksikliklerimizi gosterir. Burada yorum yapan bir arkadas yedigine ictigine dikkat etsin, haram yemesin vs. demis. Insanlarin ne yedigi ne ictigi Allah ile onlar arasinda olan bir seydir. Sinan Bey’in dikkat cektigi konu milletin vergileri (yani bizim vergilerimiz, paralarimiz) ile calisan devlet kurumlarindaki atalet. Bir insanin ne yedigi ne ictigi beni ilgilendirmez ama benim vergim ile maasini alan insanlarin aldigi paranin hakkini vermesi gerekir.

    Benim nacizane bir tavsiyem var. Acaba bizim Bayburt Universitesi, Sinan Bey gibi akademisyenlerin tecrubelerinde faydalanabilir mi? Avrupa ve Amerika’da ve Turkiye’nin koklu universitelerinde Sinan Hoca gibi Bayburtlu basarili akademisyenler var. Onlar misafir ogretim uyesi olarak Bayburt Universitesi’ne davet edilebilir. Ayrica artik internet vs. var. Sinan Bey gibi hocalar Bayburt Universitesi ogrencilerine uzaltan da egitim verebilirler.

    Bu arkadaslarin degerini bilelim. Bize tuttuklari aynaya kizmak yerine, o aynada bize gosterdikleri eksikliklerimizi giderim. Bayburt Medya’ya da tesekkurler.

  9. BAYBURT KALESİ dedi ki:

    Yusuf rumuzlu bey efendi, baktığın gözlük yanlış ilk
    önce onu değiş, gözlükte problem yoksa, kafanın içini
    değiş…
    O video açıklamasını baştan sona tekrar dinle tavsiye
    ediyorum..!
    Oraları anlatırken , insanların çalışma metodunu anlatıyor..
    Başarılı olmalarının ,ip uçlarını veriyor..
    Çok iyi dediği şey, 6-7 yılda Finlandiya da öğrendiğinin, bir
    kaç mislini , bir yılda İngiltere de öğrendiğini izah ediyor…
    En çok üzüldüğüm de , yabancı dil bilmeyen bürokratların
    bir şey öğrenmek gibi dertlerinin olmadığı, gezi yaptıklarını
    anlatması , doğru söylemiş..
    Bakan Berat bey de bunların ipini çekmiş, ne güzel etmiş…
    Sayın Küfeoğlunun ,kim olduğunu,ailesini biz biliyoruz…
    Nasıl Vatan sevdalısı olduğunu da biliyoruz…
    Yusuf rumuzlu SEN KİMSİN….?

  10. Şair dedi ki:

    Öncellikle Sinan bey’i tebrik ediyorum ağzına sağlık. Kendisi uluslararası camiada kendini ispat etmiş bir hemşerimiz ancak bakıyorum ki kendisiyle iftihar etmek yerine, eleştiren insanlar var. Şunu düşünmenizi tavsiye ederim ey eleştirenler: Sinan bey gibi bir değer Türkiye’de kalıp, vatanına milletine hizmet etmek yerine neden gurbete gider? Çünkü gurbette olsa insana verilen önem daha fazla. Türkiye’de kalsaydı en fazla İstanbul’da orta üstü bir üniversitede akademisyen olurdu. Bugün olduğu gibi hepimizin hemşerimiz olduğu için iftihar duyduğu bir isim olmazdı..

  11. ESRA dedi ki:

    TÜRKİYENİN KÖTÜYE GİDİŞİNİ KISACA ÖZETLE ANLATILMIŞ.BİZLER BURDAN ELEŞTİRDİGİMİZ ZAMAN HEMEN SENİ DÜŞMAN DİYE YARGILANIYORSUN..O DURUMA GETİRİLDİ ÜLKE

  12. ali dedi ki:

    yusuf eleştirmek bir şeylerin dada iyi olması içindir. senin yaptığın gibi. Sinan hoca eleştiriyor daha iyi şeylerin yapılması için. ingiltere -finlandiyadan bahsetmese kimse onu dinlemez. o da bunlardan şikayetçi bilime önem verilmeli siyasetin adam kayırma beceriksiz insanları torpille üniversitelere almalarını eleştirelim.

  13. Bayburt lu Salih dedi ki:

    Sn Sinan hocamıza, kendisini bu ekranlardan tanı sakta hoş geldiniz diyorum.
    Kendisine başarılar diliyor ve yeterince destek görse de- görmese de, ülke için olması gereken projelerini de aktarmaya devam etmesini temenni ediyorum.
    Yukarıdaki röportajda kıyaslama yaparak kendilerine göre artı -eksi kıyaslaması yapması normaldir, çünkü verimliliğin kendi edindiği tecrübe ile böyle daha iyi olduğunun tespitini yapıyor diye kanaat edindim, art niyetli bir açıklama olduğu intibası edinmedim.
    Bu nedenle gönül arzu eder ki Bayburt üniversitesi ,üniversitenin belli alanlarda gelişmesi adına, Sinan hocamdan yararlanıp bilimsel alanda TÜRKİYE NİN yeni -İTÜ- sü olsun,
    Hadi hayırlısı inşaalalah

  14. ali dedi ki:

    Bayburttan çıkan değerli bir bilim insanı daha. Bu hocamızın da söylediği gibi bayburtta randevu alınamayanlar maalesef vardır çok acı.

  15. Yusuf dedi ki:

    Gökmen abi (yaşlarımızı bilmıyorum ama hürmet bizim memlekette öğretilen ilk haslet. O yüzden böyle hitap ettim), rahatsızlık ne kelime. Eleştirinin olmadığı yerde ilerleme olur mu hiç? Kaldı ki yaptığım yorum asla böyle bir anlam içermiyor. Ya da en azından ben öyle düşünüyorum. Vurgu yapmak istediğim nokta, bu kardeşimizin yılda bir bu vatana gelip, “ben Finlandiya’da okudum, İngiltere’de çalışıyorum, oralar çoh eyi,” derkenki cömertliği, ama kendisini yetiştiren bu devlet için de “buralar ne gadden de geri” derken ki vefasızlığıydı.
    Sanki üniversiteden bile bu vatandan mezun olmamış gibi, 22 yaşı öncesine hiç değinmeden, “en çalışkan benim, en üretken benim,” kibiri, “ooo ihale mi dostum, aaa İngilizce bile bilmiyor musunuz siz” şımarıklığıdır.

    Ünal Bey, (bizim memlekette öğretilen ilk haslet hürmet olsa bile size abi demeyeceğim) size söyleyecek söz benim lugatımda mevcut değil. Hakaret zayıf insanların işidir. Keşke burda fikir ileri sürseydiniz hakaret etmek yerine.
    Selamlar, saygılar.

  16. ali dedi ki:

    çok değerli bir hoca bayburt sahip çıkıp desteklemeli

  17. Ünal dedi ki:

    Ağzına sağlık güzel kardeşim
    Sen bazı koyun sürülerinin kusuruna bakma doğruyu söylemeye devam et
    Bugün olmazsa yarın yarın olmazsa bir gün düzelecek İnşallah
    Kara koyunlar adamın söylediğinin neresi yanlışta işi hainliğe kadar getirdiniz pes vallahi

  18. Gökmen dedi ki:

    Sevgili Yusuf kendi eksiklerimizi görmek neden seni rahatsız ediyor. Ülkede eleştirme kültürünün yerini biat kültürü aldığını ne güzel özetledin.

  19. Yusuf dedi ki:

    Kendisi de pek beğenmediği bu ülkede eğitim alarak şu an bu açıklamaları “yapacak yetkinlikte görecek” yerlere geldi. 1,5 yıl önceki röportajı da hatırlıyoruz. Bunları kimlerin kullandığını da. Sinan kardeşimiz yediğine içtiğine dikkat etsin. Oralarda yediği etin, içtiği sütün helal kesildiğine helal sağıldığına özen göstersin. Bu ülke, kendisini küçük göstererek aferin alınan dönemleri çoktan geride bıraktı. Kardeşimiz umarım alanında Nobel’e de aday gösterilir. Kazanma kriterleri! fazlasıyla var gibi.
    Noktayı veliler şahı Hz. Ali kelimeleri ile koyalım. “Alçak gönüllülük ilmin meyvesidir”

  20. GÜRSEL KARAPINAR... dedi ki:

    Sayın Dr.Sinan KÜFEOĞLU kardeşimiz hoş geldin diyorum…
    Kendisiyle gurur duyuyoruz…Tebrik ediyor..Başarılarının
    devamını diliyorum…..selamlar….