Asgari ücret zammı 2025 için artık Geri sayım başladı. Aralık ayının ilk haftasından itibaren asgari ücret tespit Komisyonu toplanacak. Yeni asgari ücretin belirlenmesi için de çalışmalar başlayacak.
IMF Türkiye’ye Geçtiğimiz günlerde asgari ücret zammı uyarısı yapmıştı. Hemen ardından Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’da bir açıklama yapmış ve tartışmalara sebep olmuştu. Peki 2025’te Asgari ücret ne kadar olmalı? ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez Asgari ücret zammı için kuruşu kuruşuna hesap yaptı.
2025 asgari ücret zammı milyonlarca çalışan tarafından merakla bekleniyor. Asgari ücret maratonunun aralık ayının ilk haftası başlaması bekleniyor. Bir yandan da uzmanlardan asgari ücret zammı tahminleri ve açıklamalar gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz Günlerde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanım Fatih Karahan, asgari ücret ile ilgili konuşmuş, ABD’de yatırımcılara %25’lik zam sinyali vermişti. IMF ise Türkiye’ye bir mesaj vermiş ve asgari ücretin geçtiğimiz yıl olduğu gibi yükseltilmemesi gerektiğini, bu durumun Türkiye’nin enflasyonu için risk taşıdığını söylemişti. Asgari ücrete ne kadar zam gelecek?
İktisatçı Mahfi Eğilmez bugün bir şey yazısına Asgari ücret ne kadar arttırılmalı başlığını verdi. asgari ücret zammına yönelik hesaplamalar yapan Eğilmez, asgari ücretin gelmesi gereken rakamı kuru kuşu kuruşuna hesapladı.
Mahfi Eğilmez’in asgari ücret zammı ile ilgili yazısı şu şekilde:
“Yılsonu yaklaşırken 2025 yılında asgari ücretin ne kadar artırılması gereği tartışması da gündemin ön sırasına çıktı. Bu tartışma asgari ücretle sınırlı değil kuşkusuz, çünkü bütün ücretler aynı şekilde ayarlanmak zorunda.
Asgari ücretin geçmiş enflasyon kadar artırılmasının dezenflasyon mücadelesine zarar vereceğini öne süren güçlü bir grup var. Bu grubun içinde IMF, Dünya Bankası, yabancı bankalar, yabancı fonlar, bir bölüm iş insanı ve hükümet yapılacak ücret artışlarının 2025 yılında beklenen enflasyondan fazla olmaması gerektiğini öne sürüyor. Ücretlerde geçmiş enflasyona göre artış yapılırsa eline fazla ücret geçenlerin bu farkı talebe dönüştüreceği ve bu talep artışının enflasyonu yeniden yükselteceği düşüncesi öne sürdükleri görüşün temelini oluşturuyor.
Asgari ücret ne kadar artırılmalı? Ünlü İktisatçı Mahfi Eğilmez tek tek hesapladı – Resim : 2
Bu görüşün karşısındaki grup ise emeği temsil edenler, bazı akademisyenler, bazı iktisatçılar ve emeği açlığa mahkûm ederlerse bunun önünde sonunda sermayeyi de vuracağının bilincinde olan az sayıda iş insanından oluşuyor. Bu görüşte olanların asgari ücret artışının oranı konusundaki görüşleri farklı olabiliyor. Bazıları geçmiş enflasyon kadar zam verilmesini savunurken bazıları geçmiş enflasyona yakın ama onun altında, bazıları da geçmiş enflasyonun üzerinde artış yapılmasını savunuyor. Daha küçük bir grup da her ay enflasyon kadar ücret artışı yapılmasını (eşel mobil sistemi) öneriyor. Asgari ücretin artırılmasını savunanların bir bölümü, site ve apartman aidatlarının artışlarından yakınma çelişkisine düşmekten kurtulamıyor. Çünkü o aidatları belirleyen unsurların başında oralarda görev yapan kapıcı, güvenlik görevlisi gibi çalışanların ücretleri geliyor.
Ben, ikinci grubun ilk alt grubunda yer alanlar gibi düşünüyorum. Yani asgari ücretin ve emekliler dâhil bütün ücretlerin geçmiş enflasyon kadar artırılmasının doğru olduğunu öne sürenlerle aynı düşünceyi savunuyorum. Bu görüşümün dayanaklarını sayısal olarak açıklamaya çalışayım.
Asgari ücret 2024 başında bütün yıl uygulanmak üzere 17.002 lira (net) olarak belirlenmişti. 2024 yılında yıllık ortalama enflasyon oranının yüzde 50 dolayında olacağı düşünülürse asgari ücretin 2024 yılı süresince yitirdiği satın alma gücünü yeniden yakalayabilmesi için 2025 başında en az bu oranda zam yapılması gerekir. Ki bu da asgari ücretin (17.002 x 1,50 =) 25.503 lira olarak belirlenmesi demektir.
Asgari ücreti 2025 yılında kamu kesiminin beklediği enflasyon oranına göre artırmayı planlayanların düşüncesi mevcut asgari ücrete yüzde 25 zam yapmak şeklinde ortaya çıkıyor. Bu görüşün kabul görmesi halinde asgari ücretin satın alma gücü 2024 yılı başındaki asgari ücretin satın alma gücünün çok gerisine düşmüş olacaktır.
Bu hesaplamaları TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarını temel alarak yaptık. Oysa insanlar bu oranlara pek inanmıyor. Merkez Bankası’nın her ay yaptığı Sektörel Enflasyon Beklentileri Anketine göre 2025 Eylül ayında enflasyonun hangi oranda beklendiği sorusuna verilen yanıtlar OVP’de öngörülenden çok farklı beklentilere işaret ediyor. 2025 yılsonu için Banka’nın kendi seçtiği piyasa katılımcıları yüzde 27,5, reel sektör temsilcileri yüzde 51, hane halklarının temsilcileri yüzde 71,56 oranında enflasyon oranı beklediklerini açıklıyor. Bu beklentilerle 2025 enflasyon oranının kamu kesiminin beklediği gibi yüzde 25 oranında çıkması mümkün değil. Çünkü hepimiz biliyoruz ki “beklentiler büyük ölçüde gerçekleşmeyi belirler.”
Asgari ücret ne kadar artırılmalı? Ünlü İktisatçı Mahfi Eğilmez tek tek hesapladı – Resim : 3
Konuya bir de açlık sınırı ve yaşam maliyeti açısından bakalım. Ocak 2024’te TÜRK-İŞ’in her ay açıkladığı açlık sınırı 15.048, tek başına yaşayan bir kişinin yaşam maliyeti 19.630 lira idi. O tarihte 17.002 liralık asgari ücret açlık, sınırının üzerinde, tek kişinin yaşam maliyetinin altındaydı. Ağustos ayında açlık sınırı 19.271 lira, tek başına yaşayan bir kişinin yaşam maliyeti 24.962 lira olarak tespit edildi. Buna göre asgari ücret hem açlık sınırının hem de tek kişinin yaşam maliyetinin altına düşmüş bulunuyor. Bu durumun yılsonuna kadar daha da bozulacağını düşünürsek asgari ücretin satın alma gücünü ne kadar yitirmiş olduğunu görebiliriz.
Merkez Bankası anketindeki tahminleri veya TÜRK-İŞ’in tespitlerini dikkate alırsak asgari ücrete yüzde 50’nin altında yapılacak zammın 2025 için beklenen enflasyonun bile yarısında kalacağını görmüş oluruz.
Enflasyonun çözümü ücretlilerin satın alma gücünü düşürmek, kiraları dondurmak, fiyatlara müdahale etmek gibi yollardan geçmiyor. Eğer öyle olsaydı Arjantin, elli yıldır denediği bu yöntemlerle başarılı olabilirdi. Enflasyonu düşürme konusunda faizi artırmanın yanında üç önemli adıma daha ihtiyacı var:
-Kamu kesimindeki inanılmaz israfı düşürmek,
-Kayıt dışı ekonominin üzerine gitmek, hukuku üstün kılmak, vergi adaletini sağlamak gibi yapısal reformları yapmak,
-Teşvikleri ve devlet desteklerini doğru kullanarak üretimin artırılmasını sağlamak.
Bunları yapmadan ücretleri düşürmek, kiraları dondurmak, fiyatları zabıta aracılığıyla denetlemek gibi yöntemler ertelenmiş enflasyon yaratıyor ve bu müdahaleler sonsuza kadar sürdürülemeyeceği için terk edildiği anda bu unsurların yay gibi yukarı fırlamasına ve enflasyonu daha kötü etkilemesine yol açıyor. Bunu kiralara ve özel okul ücretlerine uygulanan baskılamaların kaldırılması sonrasında gördük.
İlgili Haberler
TOKİ’den Bayburt’ta ayda 5.659 TL taksitle yeni ucuz konut fırsatı
Ziraat Bankası’ndan 45 bin TL düşük faizli ihtiyaç kredisi fırsatı
1 Ocak 2025’te gelecek ilk zam belli oldu
A101 7 Kasım 2024 aktüel ürünler kataloğu: Dyson muadili dik süpürge tekrar satışta
SGK’dan bu 45 meslek için erken emeklilik sürprizi
SSK ve BAĞKUR emekli Ocak 2025 zammı hesaplama! Yüzde 12,06 kesinleşti