İYİ Parti Bayburt İl Başkanlığı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, Çin’in işkencelerine maruz kalan Doğu Türkistanlı kadınlar için basın açıklaması düzenledi.
İYİ Parti Bayburt İl Başkanı Yılmaz Kırıcı, Merkez İlçe Başkanı Yusuf Ergül ve kadın üyelerin katılımıyla saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrası açıklama yapan İYİ Parti Bayburt Kadın Poitikaları İl Başkanı Kader Ergül, konuşmasında şunları kaydetti:
“Çin, Doğu Türkistan’ı hâkimiyeti altına aldığı tarihten bu yana, Doğu Türkistanlılara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uygulamaktadır.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı katledilmiştir. Çin’in günümüzde Doğu Türkistan’a uyguladığı sert politikaları devam etmektedir. soydaşlarımız dinini yaşamanın ve kültürünü gelecek nesillere aktarmanın haklı mücadelesini vermektedir. Ancak dünya soydaşlarımıza yapılan zulme tanıklık etmektedir. 8 Mart vesilesiyle başta Genel Başkanımız ve Türk Dünyası ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı olarak her fırsatta zulme karşı çıktık çıkmaya devam edeceğiz. Bugün bizim için Doğu Türkistanlı kadınlar ve dünyada zulüm gören kadınlar için ayağa kalkma günüdür Kadınlar gününde Doğu Türkistanlı kadınlarımızın ne gibi muamelelere maruz kaldığını kamuoyu vicdanı önüne sermek istiyoruz.
Bugün toplama kamplarında 12-13 yaşlarındaki kız çocuklarından 80’li yaşlara kadar her yaştan kadın bulunmaktadır. Cezaevlerinde, gözaltı merkezlerinde ve toplama kamplarında, kadınlar fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kalmaktadır. Dayak, saçları kazıma, aç ve susuz bırakma, dinî inanca saldırma, aşağılama, konuşma yasağı, onur zedeleme, sağlığı ve temizliği ihmal etme, hijyenik olmayan ortamlarda kalmaya zorlama, tedaviden mahrum bırakma, vücut mahremiyetinin ihlali, çıplak bırakma, uzun süre sandalye veya yatağa zincirleme, elektrik şoku uygulama, anneliğe ve gebeliğe saldırı, cinsel istismar ve tecavüz gibi işkenceler bugüne kadar raporlanan işkence yöntemleridir. Kadınların bazıları bu işkenceler sırasında hayatını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. Toplama kamplarında ölen kadın sayısının binleri bulduğu ifade edilmektedir.
Hapishanelerde ve toplama kamplarında Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik tecavüz ve cinsel saldırılar korkunç boyutlardadır. Kamplarda Han Çinli polisler istediği kadınları seçmekte ve onlara cinsel saldırıda bulunabilmektedir. Kamplardan kurtulanların da tanıklıklarıyla ortaya konulduğu üzere, etnik kökenleri Uygur, Kazak, Türk soylarından ve Müslüman oldukları için Doğu Türkistanlı kadınlar, cinsel saldırı ve tecavüz sırasında vücutlarına şiddet uygulanmakta ve cisimlerle tecavüze maruz kalmaktadırlar. Sadece toplama kamplarında değil evlere yerleştirilen ve aynı yatağı paylaşmaya zorlanan kadınlar da tecavüze maruz kalmaktadır.
Toplama kamplarından kurtulabilen kadınlar, kamplarda herkese Çin Komünist Partisi’ni öven Çince kitapçıklar dağıtıldığını, kadınlardan bunu okumaları ve ezberlemelerinin istendiğini, sürekli Çince ezberler yapılıp marşlar dinletildiğini, her gün “Yaşasın Xi Jinping! Biz Çin’i sevi- yoruz! Çin Komünist Partisi iyidir.” ifadelerinin söylenmesinin şart koşulduğunu beyan etmektedir. Çince bilmedikleri için marşları söyleyemeyen bazı kadınların işkenceye maruz kaldığı bu korkuyla ezber yapmanın da tam bir eziyete dönüştüğü ifade edilmektedir.
Çin Toplama Kamplarında, Çin yönetimi tarafından çeşitli yaş ve mesleklerden çok sayıda kadının keyfi olarak tutulduğu, tutulanların arasında çok sayıda profesör, öğretmen, yazar, doktor, sanatkâr ve çeşitli iş ve meslek grubundan kadınların bulunduğu bilinmektedir. Tam bir cezaevi benzeri tutulma uygulaması olan toplama kamplarında tutulanlar, herhangi bir suç isnadı, herhangi bir yargılamaya tabi tutulmadan tutulmakta ve yakınları tarafından devlet kurumlarına başvurmanın, aramanın da yasaklandığı, soran akrabalarının da tutulduğu bilinmektedir. Bu şekilde yıllarca tutulan kadınlar ve kız çocukları vardır.
Uygurlar yaş, cinsiyet fark etmeksizin bulundukları şehirlerden alınarak uzak bölgelerde zorla ve ağır şartlarda çalıştırılmakta iken toplama kampları ise tam bir köle işçilik sistemine dönüştürülmüştür. Araştırmalara göre, 2017’den 2019’a kadar sadece bu iki sene içinde Çin’in iç bölgelerindeki fabrikalara Doğu Türkistanlı Uygur ve Kazaklardan oluşan 80 binin üzerinde insanın taşındığı belirlenmiştir. Bu fabrikaların 80’den fazlasının tanınmış küresel markaların tedarik zincirinde bulunan fabrikalar olduğu da ortaya konmuştur. Uluslararası kuruluşlar, milyonları bulan insanın Doğu Türkistan’dan Çin’e köle işçi olarak taşındığını tahmin etmektedir.
Doğu Türkistanlı kadınlar, planlı ve demografik yapıyı Çin politikasına göre dizayn edecek şekilde doğum kontrolü uygulamalarına, zorla kürtaja ve kısırlaştırma müdahalelerine maruz bırakılmaktadır. Bu müdahaleler sırasında hayatını kaybeden, sakat kalan ya da psikolojik travmalar sebebiyle yıkıma uğrayan kadınlar söz konusudur. Birçok bebeğin yaşamına son verilirken anneler de bebeklerini dünyaya getirme haklarından mahrum bırakılmaktadır.
Doğu Türkistanlı ailelerin evlerine zorla Çinli memurlar veya erkekler yerleştirilmekte ve bu kişiler bir yandan tüm aile yaşamını denetlemekte ve aile içindeki kadınlarla rızaları dışında birlikte olmaya zorlanmaktadır. Mahremiyetin bu kadar pervasızca kitselesel uygulaması insanlık tarihinde nadir görülmüştür.
Doğu Türkistanlı Müslüman kadınların Han Çinlileriyle evlendirilmesi Çin Hükümeti tarafından baskı ile uygulanan bir projedir. Doğu Türkistanlı kızlar ya bu evliliği kabul etmekte ya da toplama kampına götürülmektedir.
Müslüman Doğu Türkistan halkının namaz, oruç vb dini ibadetlerini gerçekleştirmesi, İslami kıyafet olan başörtüsü, dini eğitim, ibadet yerleri ve Kuran-ı Kerim’in yasaklanması dahil sistematik bir şekilde inanç özgürlüğü ihlaline maruz kalmaktadır.
Çin’in yakın zamana kadar sakladığı tüm ihlalleri artık gizleyemediği, her ne kadar kontrol dışı iletişimi tamamen yasaklamış olsa da bir şekilde toplama kampları ve yaşananlar artık deşifre olmaktadır. Elde edilen ve yukarıda izah edilen verilere bakıldığında tüm bunların yoğun ve bireysel ihlaller olarak tarifinden ziyade sistematik bir şekilde bir halkın yok edilmesi yani uluslararası hukukta tarif edilen “soykırım” suçunu oluşturduğu ortadadır. Bu suçların mağdurları da en yakıcı ve acı şekliyle “kadınlar”dır. Toplama kamplarında tutulan her beş kişiden ikisi kadındır.
8 Mart 2022 Dünya Kadınlar Günü’nde Doğu Türkistanlı, Uygur ve diğer etnik kökenli kadınların yaşadığı zulmü durdurmak ve Çin yönetiminin işlemiş olduğu bu suçlara dikkat çekmek için tüm dünya kadınlarını dini, ırkı, dili ne olursa olsun “ayağa kalkmaya ve dikkat çekmeye davet ediyoruz. Bu duruş öncelikle sistematik suç yerleri olan hukuksuz, insanlık dışı “Çin Toplama Kampları”nın kapatılması, Çin tarafından Doğu Türkistanlı kadınlara yönelik suçların önlenmesi ve kadın ve çocukların serbest bırakılması çağrısıdır. Biz İYİ Parti olarak her fırsatta bu çağrıyı zulüm sona erene kadar duyurmaya devem edeceğiz.
Uygur Türkleri Yalnız Değildir!”
İlgili Haberler
3 Ekim 2024’te Turgut Mahallesinde ortalığı ayağa kaldıran ve konuyu mahkemeye taşıyan Marmaris Kent Politikaları Derneği ve Turgut Mahallesi ileri gelenleri, 3 Ekim 2024’ten bu yana ne değişti ki şu an Turgut’ta yapılan inşaata ses çıkarmıyorlar? Belediye Başkanının yakınına ait olduğu için mi yoksa Turgut’ta yapılan diğer kacak yapılardan dolayı tehdit aldıkları için mi? Sit […]
KASTAMONU’nun Cide ilçesinde yaşanan heyelan sonrası, Cide-Bartın karayolu ulaşıma kapandı. Bölgede yoğun kar ve yağmur yağışı sonrası toprağın yumuşaması nedeniyle Cide-Bartın karayolu Kalafat Mahallesi yakınında heyelan meydana geldi. Toprak, kaya ve ağaçların devrildiği yol, araç geçişine kapandı. Heyelan sonrası Cide 154’üncü Karayolları Şefliği ekipleri tarafından yolun açılması için çalışma başlatıldı.
Kadınlar, taşımacılık sektöründe şartların iyileştirilmesiyle “erkek mesleği” olarak görülen şoförlükte daha fazla istihdam edilmeyi bekliyor. Lojistik sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum örgütü CILT’in (Tescilli Lojistik ve Taşımacılık Enstitüsü) kadın kanadı WiLAT (Lojistik ve Taşımacılıkta Kadınlar) öncülüğünde hazırlanan “5 yılda 5 bin kadın sürücü seferberliği” projesi, kadınları sektörün merkezine dahil etmeyi, daha iyi koşullarda çalıştırabilmeyi ve […]
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da Yeni Yüzyılda Türkiye-Malezya Stratejik İşbirliği toplantısı kapsamında kamu çalışanları ve öğrencilere hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya ile Türkiye arasındaki ilişkileri, 2014 yılında stratejik ortaklık seviyesine, 2022 yılında da kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine […]
Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 107’inci yıl dönümü etkinlik programı belli oldu. Kurtuluş günü 107’inci yıl etkinlikleri, 21 Şubat Kurtuluş Komitesi tarafından belirlenen programlarla dolu dolu geçecek. Kültürel etkinliklerden, halk oyunlarının sunulmasına, mehteran konserinden cirit gösterisine kadar birçok etkinliğin yer aldığı kurtuluş günü programlarında Bayburtlular dolu dolu bir kurtuluş yıl dönümü geçirecekler. Bu yıl 3 güne […]
Bayburt’ta polisin durduğu araba içerisinde arama yapılan iki şüphelinin üzerinden bir miktar esrar ve sentetik ecza maddesi çıktı, uyuşturucu maddeye ekiplerce el konuldu, 2 kişi hakkında da adli işlem yapıldı. Bayburt İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince narkotik madde kullanımı, imal ve ticaretinin önlenmesi amacıyla yapılan saha ve analiz çalışmaları sonucunda durdurulan […]