Dolar 32,3487
Euro 35,0455
Altın 2.324,29
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bayburt 15°C
Az Bulutlu
Bayburt
15°C
Az Bulutlu
Cum 16°C
Cts 19°C
Paz 18°C
Pts 19°C

Bayburt’ta 30 Yıldır Sessiz Çığlık Devam Ediyor

29 Nisan 2019 23:25 | Son Güncellenme: 12 Mayıs 2019 00:19
A+
A-

Bayburt 21.06.1989 tarihinde 3578 sayılı yasa ile il olma yetkisini aldığı günden bu yana aradan geçen 30 yıl içerisinde şehir merkezinde bulunan yerleşim alanlarının genel olarak yansıttığı olumsuz görüntüler sessiz bir çığlık misali devam ediyor. 

Bayburt il merkezinde bulunan ve söz konusu görüntülerin bulunduğu Zahit mahallesi başta olmak üzere, Veysel Mahallesi, Karasakal Mahallesi, Camii Kebir Mahallesi, Uzun Gazi Mahallesi, Kaleardı Mahallesinin bir bölümü, Şingah Mahallesinde Kale’nin arka bölümü başta olmak üzere Kızıl Dağ mevki ve mahallenin büyük bir bölümü, Tuzcuzade Mahallesinin Bacanaklar semti ve İmaret Tepesi çevresi, Kadızade Mahallesinin Kale etekleri kısmına yakın bölgeleri, Genç Osman Mahallesinin eski sanayi sitesinin bulunduğu bölge, Esentepe Mahallesinin Garipler Mezarlığı çevresi ve Genç Osman Mahallesine bakan bölümü olmak üzere mahallerin tamamında eski ve yıllardır değişemeyen yerleşim alanlarındaki görüntüleri günümüzdeki şehirlerin hemen hemen hiç birisinde görmek mümkün değil. 

Bütün bu eleştirilere neden olan görüntülerden bir türlü kurtulamayan ve “görünen şehir kılavuz istemez” dedirten Bayburt’ta, yeni oluşan yerleşim alanlarında çevre düzenlerinin dahi geleceğe yönelik umut vermediği görülüyor. Yani yeni yerleşim alanlarında yapılan binaların dahi çevre düzeni genel olarak yok gibi, otopark sorunları devam ediyor, isteyen kafasına göre apartmanların çevresinde bir yere kaba düzen oto garajı, tavuk kümesi veya hayvan barınağı yapabiliyor. Bütün bu olumsuzluklara inat son yıllarda Çoruh Nehri kıyılarını kapatırcasına yükselen binaların sayısı ise her geçen gün artmaya devam ediyor. 

Çevremize baktığımızda bu şehirde sadece bizlerin yaşamadığını, il dışından gelen binlerce üniversite öğrencisi ve kamu çalışanları ile birlikte yaşadığımızı kabullenip bu gerçekler doğrultusunda geleceğe yönelik şehrin yönünü belirlemek mecburiyetindeyiz.  

Halk arasında şöyle bir deyim vardır, “Kargaya yavrusu şahin gibi görünürmüş ”diye. Burada doğmuş ve büyümüş insanlar olarak her gün aynı görüntülere ve yaşam kültürüne  bizler alışmış olsak ta, dışarıdan bakan bir gözle şehri analiz etmek, hatta en yakın illeri örnek almak şehir yapılanması olarak doğru yöne gitmemizi sağlayacaktır. Tabiî ki değerli olan bütün kültür ve ananelerimiz değişmeden hatta gelişerek yaşatılmalıdır. Ama şehir olarak diğer illerle yarışamıyor ve yerleşim alanlarımız başta olmak üzere şehri yenileyemiyor ve dönüştüremiyorsak, bu görüntüler bir 30 yıl daha değişmeden devam edecek anlamına gelir. 40 bin kişinin yaşadığı bir şehirde sadece bir caddenin görsel ve yapısal değişimi diğer görüntülerin olumsuzluklarını maalesef kapatmaya yetmiyor. Belki de örnek bir mahalle oluşturmanın yolu da denenmelidir.  

Sanki bu şehrin değişim hafızasına virüs bulaşmış ve kentsel dönüşüm konusunda eli ayağı bağlanmış gibi bir algı insanların kafasına yerleşmeye başladı. Kentsel Dönüşüm veya Gelişim Platformu kurmak çok zor olmasa gerek. Daha sonra mahallelerden birisinden başlamak kaydı ile ve devlet desteğiyle birlikte değişim ve dönüşüm başlatılmalıdır. Çünkü bu şehir bunu fazlası ile hak etmektedir.   

Bu konularda sorumluluk öncelikle siyasilere daha sonra STK’lara ve yerel basına düşmektedir. Çekimleri yaparken dahi yok artık bu kadar da olmaz, dedirtecek görüntüler sonrası akıllara gelebilecek en etkili ifade ile “bu şehre el birliğiyle yıllardır yazık etmişiz” eleştirisini kendi kendimize yapmamız gerekiyor. 

Kısacası huzur şehri olan Bayburt’a bu görüntüler yakışmıyor.

Bu görüntüler, üniversite şehri olma yolunda koşar adım ilerleyen güvenli şehre maalesef yakışmıyor.

Bu görüntüler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “ Bayburt Türkiye’dir ” söylemine asla yakışmıyor.

İsminin anlamı “zengin şehir” olan kadim şehre bu görüntüler gerçekten yakışmıyor… 

Nedenleri ve çözümlerinin tartışılacağı ve üretilecek olan çözümleri ile değişim ve gelişimin düğmesine basılacağı bir masanın zaman kaybetmeden kurulması, bu huzur ve güvenli şehir için kaçınılmaz bir gerçek olacaktır.

Bayburt Medya

 

YORUMLAR

  1. Yasin dedi ki:

    Ben Bayburt’ta 5 yıl yaşamış biri olarak Bayburt u bu haliyle geliştirme çabasında olmalı yetkililer. Kentsel dönüşüm vatandaşı düşünmez ruhsuz binalar inşa eder. Ben Rizeliyim yapın kentsel dönüşüm örneğinden çok az memnun olan var. Kalite çok düşük uzun yıllar mağduriyetler..
    Bayburt çok güzel bir yer havası soğuk olmasa …

  2. BAYBURT KALESİ dedi ki:

    RİZE’nin bir bölümü başka yere taşınıyor, alanlar tespit edildi..
    Biz ne yapmalıyız….?
    GÜÇLÜ İRADE, UYGULAMA bekliyoruz….

  3. seko69 dedi ki:

    Devlet yani iktidar Şırnak’a 9 bin 137 adet konut yaptı ve ordaki halka bedava verdi. Bayburt, Şırnak’ın 3’te 1’i kadar. Kentsel Dönüşüm hikayesi anlatmasın kimse.. Kentsel Dönüşüm vatandaşı düşünmüyor. Hele TOKİ hiç düşünmüyor. olacaksa eğer iktidar Şırnak’a yaptığı jest gibi Bayburt’a da yapar. yoksa bu insanlar ya göç eder ya da 20-30 yıl borçtan kurtulamaz. çünkü kentsel dönüşüm (çevre şehircilik bak.) bedavaya ev yapıp vermiyor. seni borçlandırıyor evine 10 katlı bina dikiyor. sen de bankaya borçlanarak hem faize bulaşıp ahiretini harap ediyorsun hem de 20 yıl bankaya borçlanarak hayatın kararıyor. Kentsel Dönüşüm isteyenler ise gurbetten gazel okuyanlar. o evler neden o halde diye sorduğunuzda, orda yaşayanların maddi durumlarının kötü olmasındandır cevabı karşınıza çıkar. birde tapu sorunu var. vereseli evler., kısaca sakın bu kentsel dönüşüm hatasına düşmeyin yoksa son pişmanlık fayda vermez. devlet gelir senin arsana konar sende avucunu yalarsın.. ayrıca Bayburt İdaresi daha yolları yapamamış kalkmış çehreyi değiştirmek istiyor. öncelik bu şehirden insanların göç etmesini engellemek olmalı. Bayburt kış memleketi. insanlar soba yakıyor. odun kömür koymak için baraka yapıyor. siz kalkmış bu durumu yok etmek istiyorsunuz. insanları mağdur etmek istiyorsunuz. kentsel dönüşümden önce doğalgazı, elektriği bu şehre ucuz vereceksiniz ki insanlar sobadan vazgeçsin, baraka yapmaktan vazgeçsin. herkesin aylık 500 lira gaz parası vermeye, 120 lira elektrik parası vermeye gücü yoktur. birde kiracı ise aylık 750 lirada kira..bilmem anlatabildim mi? Tek yol, iktidarın Şehrin dışında bir yerleşim yeri yapıp insanlara hibe yoluyla ev yapmasıdır. başka çözüm göçü arttırır, insanları süründürür..

  4. DSİ dedi ki:

    Bence evlerimizi kentsel dönüşüm için Tokiye vermektense şehri toptan devlet su işlerine devredelim baraj yapsınlar, toptan temizlik olur :))

  5. NECATİ dedi ki:

    KENTSEL DÖNÜŞÜME EN UYGUN YERLER SANAYİDE OTURANLARIN NAZINI ÇEKMEKTENSE ONLARI ZORLAMAKTANSA BU BÖLGELER YAPILIR GÜZELDE BİR ÖRNEK OLURDU.