Türkiye’yi derinden sarsan 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. 17 bin 480 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği felaket, hâlâ toplumsal hafızadaki en büyük acılardan biri olmayı sürdürüyor.
17 Ağustos 1999 tarihinde, saat 03.02’de Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli 7.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi tarafından açıklanan verilere göre, deprem Marmara Bölgesi başta olmak üzere Ankara ve İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmî kayıtlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 285 binden fazla ev yıkıldı.
Türkiye’nin sanayi merkezlerinden Marmara Bölgesi’nde yaşanan felaket, sadece can kaybıyla değil, ekonomik ve sosyal boyutuyla da ülkeyi derinden etkiledi. Binlerce kişi evsiz kaldı, işini ve yakınlarını kaybetti. Depremin ardından yaşanan artçılar, aylarca süren korku ve belirsizlik yarattı.
Her yıl takvim 17 Ağustos’u gösterdiğinde Türkiye, aynı soruyla yüzleşiyor: “Neden unutamıyoruz?”
Cevabı ise yalnızca yaşanan kayıplarda değil, aynı zamanda yıllardır süregelen hazırlıksızlıkta gizli. Gölcük’ten bu yana Düzce (1999), Bingöl (2003), Van (2011), Elazığ (2020), İzmir (2020) ve son olarak Kahramanmaraş (2023) depremleri yaşandı. Her biri yüzlerce, binlerce can aldı.
Uzmanların altını çizdiği gibi, asıl yıkıcı olan depremler değil, dayanıksız binalar. Japonya ve benzeri deprem kuşağındaki ülkelerde büyük felaketlerin daha az can kaybıyla atlatılması, Türkiye’de hâlâ yeterli önlemlerin alınmadığını gözler önüne seriyor.
17 Ağustos Gölcük Depremi, aradan geçen 26 yıla rağmen hâlâ bir uyarı niteliğinde. Yaşanan acılar sadece geçmişi değil, geleceği de şekillendiriyor. Türkiye, hâlâ benzer bir felaketin yaşanabileceği gerçeğiyle yüzleşiyor. Bu nedenle toplumun ortak sesi tek bir cümlede birleşiyor: “Unutmadık, unutmayacağız.”
Kaynak: Haber Merkezi